Blog Arşivi

31 Aralık 2019 Salı

Mutlu Yıllaarrr🤶🎄🎊🧚‍♀️🙋‍♀️


Bu kartpostallarla birlikte gönlümüzden geçen en süslü kelimelerle kutlayıp; yılbaşından önce karşı tarafın adresine ulaşsın telaşıyla kırtasiye ve postane kuyruklarıyla tatlanan yeni yıl kutlamalarımızı hatırlayan var mı aranızda sevgili okurlar🤗
Söyleyin Allah aşkına, bu kartları seçip seçip hangisini kime göndereceğimizin tatlı telaşı içinde  ; kendini Ren geyiğinin kızağında kayarken, o simli kardan çatının altındaki evlerde yeni yıl şarkıları söylerken hayal etmeyen, acaba gerçekten kapıyı açınca çantası hediyelerle dolu bir Noel baba çıkıyor mu insanların karşısına diye merak etmeyen var mı ki  aramızda ? 😍
Vallahi bence yok😊
Lapa lapa yağan karı, hayranlıkla izlediğimiz o sokak lambalarının ışığında ; hepimiz kurduk bu  hayalleri çocukluğumuz boyunca..

Ve ben bugün, bu kartpostallarla çocukluğuma gidiverdim usulca.. 

Yine Ren geyiğinin kızağına bindim ve yanımda  Noel babadan ödünç aldığım gönül çuvalıma sizler için sevgi, sağlık, para, aşk, huzur, mutluluk, iyilik, güzellik, barış ve kardeşlik koydum bolca..

Her birinizin avucuna melek kanatlarıyla birlikte konuversinler diye , tüm kalbimle bunlardan dağıtacağım gece boyunca..🤶 🍀🍭🎠🎄🧚‍♀️🎁🎅👛✨🎀💝
O zamannnn sizin de gönül kapılarınız hayatın tüm hediyelerini kucaklamak için sonuna kadar açık; yeni yılınız kutlu ve mutlu, ama en önemlisi güzel gönlünüzden nasıl geçiyorsa öyle olsun🙏❤️🎄💫🤶🎉

2019 benim için çok farklı bir yıl oldu.. 27 yıllık iş hayatının sonunda emekliliğe adım atarak; hayatımda galiba çok uzun zaman sonra ilk kez kızıma ve kendime hakkıyla zaman ayırabildim. Yavaş yavaş unuttuğum kendimi buldum sanki biraz 🤗
Ülkemiz, dünya, insanlık adına ne yazık ki güzel hatıralar bırakmadı hiç birimizde..
Ama kendi adıma kötü bir yıl dersem haksızlık etmiş olurum ki etmeyeceğim. 
Teşekkür ederim 2019..
2020 yılında hayatımda her alanda yenilikler yaşamayı ümit ediyor;
Dünya, insanlık ve ülkemiz adına da tüm kalbimle barış, insanlık, huzur ve iyilik diliyorum🙏
2020 yılında hep birlikte güzellikleri paylaşmak dileği ve kucak dolusu sevgilerimle.. 😍🙋‍♀️

29 Aralık 2019 Pazar

Ağaç Ev Sohbetleri 17..



Ağaç Ev sohbetlerimizde sevgili Deep sayesinde haberdar olduğum bu sohbetin konusu Barış Doğan kardeşimizden gelmiş ve demiş ki;

Lisedeki aşk/meşk olayları/Lisede sevgili yapmak hakkında ne düşünüyorsun, sence yapılmalı mı?

https://basyaziciblog.blogspot.com/2019/12/agac-ev-sohbetleri-17.html

Az sonra yazdıklarımı okuyunca sizin de neden olduğunu anlayacağınız üzere, dedim ki bu konuda kesin bir şeyler karalamam ve sizlerle paylaşmam lazım. 

Vallahi bizim zamanımızda ne özeldi, ne kıymetliydi yaa Lise aşkları.. 😍
Aşk dediğin de bakışmaktı öyle uzaktan uzağa yani.. Gözlerinle anlaşırsın mesela, öyle herkesin önünde ulu orta değil tabii utana sıkıla, kaçamak kaçamak bakışlar ile.. En yakın birkaç arkadaşın bilir, onun dışındakiler bilse de, anlasa da belli etmez bildiğini öyle bıyık altından gülümserler en fazla. Aman bir utanırsın, bir kızarırsın ki sorma.. 
Erkek sevdiğinin sokağından geçer belli saatlerde, acaba cama filan çıkarda ya da kapının önünde denk getiririm de görürmüyüm ki diye.. Eh kızda bunu biliyor ya, o da iki de bir ya cama çıkar ya kapıya bir bahaneyle.. Ah bir kere görücem diye o kapının önü yıkanmaktan sürekli bal dök yala tabii 😁
Günde yirmi kere cama çıktı ya kız, tamam delikanlı da gelmiş köşede.. Sokaktan geçecek belli, açarsın camları ve  teybin (Teyp bir tür müzik çalar gençlerden okuyup ta bilmeyenler için not düşeyim de😁) sesini de sonuna kadar tabii.
Artık hangi parçayı duysun istiyorsan onu denk getiricem diye bir telaş.. Hani şimdi gençlerin Instagram, snapchat te filan varya şarkıları gönderme durumları heh onun bizim dönemki versiyonu yani😊 Ama iyi de sen delikanlıya şarkıyı duyurucam derken, onunla beraber bütün sokak duydu.. Ve tabii bu arada kesin ya annene yakalandın ya da komşulardan birine.. Hele o görüp duyan sevimsiz komşulardan biri annene olsa neyse de babana şikayet ederse bittin, öl orda daha iyi..
Hele bir de, bir yere giderken tesadüfen yolda karşılaşmak yok mu😲Eyvah eyvah elin ayağına dolaşır, nereye ne tarafa bakacağını şaşırır, kalbin yerinden çıkacak sanırsın o vakit.. Öyle mektuplaşmaya filan geçtiysen zaten, oooo çok şanslısın ilerletmişsin sen işi, söylememe gerek yok herhalde..
Ay eski Türk filmlerini anlatır gibi oldu biraz ama ee benim tevellüt malum😁😁

Efendim şimdi bunları şu sebeple anlattım. Bendeniz Lise son sınıf öğrencisi bir genç kız annesi olarak ; onun ergenliği, gençliği, duygu iniş çıkışları derken sohbet konumuz  aşk adına da yaşadığı tüm duygu, durum ve heyecanlarla  ben de gençliğime gidiyor onun yaşlarında her anlamda yaşadığım bir çok duyguyu yeniden yaşıyor, o günkü ben oluyor sonra dönüp kızıma bakıyor, ardından rahmetli anneciğimin o günlerini tavır ve davranışlarını şimdi bir anne gözüyle bir bir gözümde canlandırırken şimdi anne olan bana geri geliyor ve tüm bunların arasında yaptığım astral seyahat sonrasında derin bir nefesle anın gerektirdiği hal ve davranışta netleşmeye çalışıyorum. 
Vayy bee!! Bu uzun ve karmaşık cümleden bile başınız dönmedi mi sizin de? Benim de aynen öyle dönüyor  vallahi🙄Ama benim bu dönemimim özeti bu.. 
Ve çok şükür ki çok iyi arkadaş olabilen, herşeyimizi paylaşabilen bir anne kız olabilmenin de verdiği şans ile kişileri ve isimleri bilmesem de, arkadaş hikaye ve duygularına da tanık olabiliyor ve bu yaş grubu gençlerin genel olarak aşk ve ilişkilere olan yaklaşımı, bakış açıları, yaşama şekilleri konusunda bir çok farklı fikre sahip olabiliyorum. 
Bu çağın gençlerin de de gerçek aşkı bulan
ya da bulduğunu sanıp,  en azından o deli dolu duyguları hakkıyla yaşayan oluyordur mutlaka ya da hiç aşkla meşkle işi olmayan da..
Ama büyük bir çoğunluğun sadece ilişki yaşamış olmak adına birşeyler yaşadığını ; ne aşka, ne kendine, ne de karşısındakine bir saygısı olmadığını ve bu güzel zamanlar ve anıların, Lise aşkı yani bir çok kişi için ilk aşk olan o özel duygunun ne yazık ki çok basitleştirildiğini  üzülerek gözlemliyorum..
Kimin hangi yaşta, hangi dönemde ilk aşkı yaşayacağı bilinmez ancak özellikle bir çok gencin Lise yıllarında yaşadığı ve genellikle aşk olan o özel ve güzel duygunun ilk kez kalplerle tanıştığı o anı, ben her gencin hakkıyla ve saygıyla yaşamasını dilerim.
Çünkü hakkıyla yaşanan o Lise aşkı yani bir çok kişi için ilk aşk ; ne kadar sürerse sürsün daima ömür boyunca hatırlanır, o kalbin heyecanla ilk atışları insanların hayatı boyunca hep özel kalır..
Evet bir anne olarak çok iyi biliyor, inanıyor ve tabii ki sevgili gençleri bu anlamda uyarıyorum!! 
Lise de yaşanan aşk insanı alt üst eder, derslerinden, hayatın rutin döngüsünden, hayatının yönünü belirleyen en önemli sınav temposundan alır, ayaklarının yere basmadığı bambaşka bir dünyaya götürür ve akıl başa geldiğinde, belki hayatınızın en önemli sınavı için geç kalmış ve çok pişman olabilirsiniz, demedi demeyin!!

Ancaaak ; benim diyeceğim odur ki sevgili dostlar : Aşk denilen o özel duygunun yaşı, zamanı, planı da, kontrolü de olmaz..
Olmamalı da!
Bu da böyle biline🤗

Her güzel kalbin, gerçek bir aşkı yaşamadan ölmemesi dileğiyle sevgiler🙋‍♀️

27 Aralık 2019 Cuma

Kadın ve Erkek dediğin...


Kadın dediğin, zarafeti temsil edecek azizim!
Asil bir hanımefendi göreceksin her baktığında..
Yüz güzelliği değil mühim olan, gönlünün güzelliği yansımış olacak yüzüne....
Anne olsun ya da olmasın , annelik makamının engin şevkatini göreceksin kalbinin en derininde..
Her daim başı dik, dudaklarından dökülen sözü huşu ile dinlenen, gülüşü gölgede dinlendirip bir orkestra tadında eğlendiren ...
Erkek dediğinse ilk önce beyefendi olacak, hiç tartışmasız!
Değer veren , değer verdiğine değen ve en az o kadar da değer bilen..
Ve dahi cesaretli, sözünün eri, duruşuyla heybetli, yüreğiyle kuvvetli, koruyup kollayan sevgisiyle kıymetli olacak..
Pek tabii  ; yaslanmasanda her an başını yaslayabileceğin bir omuz, sığınabileceğin en güvenli liman olduğunu hissedeceksin, vesselam!


İyi haftasonları diliyorum hepinize 🤗🙋‍♀️

*Kullanılan görsel Google'dan alıntıdır.

20 Aralık 2019 Cuma

Mucize Doktor'dan bugün 💖Otizm bir hastalık değil farklılıktır💖

Mucize Doktor

Bu diziyi  izlediğim ilk bölümünde çok etkilenmiş ve aşağıdaki satırları paylaşmıştım, sosyal medya hesaplarımda..
Hala aynı düşünceleri paylaşıyorum👍 


Fox Tv çok güzel bir işe imza atmış,
helal olsun👏🏻👏🏻
Farkındalık yaşatacaksanız , dizi yapacaksanız işte böylesini yapın👍👍
Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum, umarım yayın hayatına aynı başarıyla devam eder.
Devamını bilmem ama ilk bölümünü kesinlikle izleyin derim, çok etkileyici 👍
Ancak Otizmli genç doktora hayat veren Taner Ölmez 'in performansı, çok başarılı ve kesinlikle  alkışı hakediyor.
Ben de yürekten alkışlıyorum 👏🏻👏🏻🤗

Her izlediğim bölümünde ben de aynı hayranlıkla ama farklı duyguları uyandırıp, hayata başka bir pencereden bakmamı sağlıyor. 
Zaten hayatı da böyle yaşamayı seviyorum sanırım ben..Her gününden ve yaşadığım her olay, tanıştığım her yeni insandan başka başka pencereler açıp,  kuş misali her birinde farklı cama konmayı, farklı nefesler almayı seviyorum nedense.. 
Ama en çok neyi seviyorum
biliyor musunuz, iyi insan olmayı..
İyiliği, güzelliği paylaşmayı, iyi insanları, umudu, güzelliği çoğaltmayı ve bunun için savaşmaktan asla bıkmamayı, her yeni güne yeni bir umutla uyanmayı🙏❤️
Silahlar, kavgalar, şiddetin her türü, gerçek dışı yaşamlar, çarpık İlişkiler hangi birini yazayım bunlar yüzünden toplumun, gençlerimizin geldiği nokta ortada😔😡
Diziler,filmler, TV programları vs. bir çok insana ulaşmanın en kolay yolu ve bu yüzden eğitici, öğretici, eğlendirici olmalı ama sanatın eğlendirirken düşündüren tarafını da yansıtmalı,her kesime ayrı farkındalık yaşatmalı. 
Böyle projeleri, yapımcıları, emeği geçenleri destekleyecek ve ancak böyle gelişeceğiz, değişeceğiz ve iyiliği, güzelliği, güzel insanları büyüteceğiz inşallah güzel ülkemizde👍🙏🤗

Bu gece bu güzel diziden kalanlarla, iyi geceler dilemek istedim hepinize.. 🙋‍♀️

Kendinize bir şans verin.. 
Daha iyi bir insan olabilirsiniz.. 
Hayatta yapılamayacak hiç birşey yok..
Çok zor ama yeter ki isteyin buna değiyor, emin olun değecek.. 👍❤️

Hep iyi insanlara çıksın yolunuz.. 
Sevgilerimle 🤗


#Otizmbirhastalıkdeğilfarklılıktır
#Mucizedoktor

17 Aralık 2019 Salı

Şampiyonlar Filminden Bana Kalanlar..

İlk defa Down Sendromlu bir  gencin seslendirme yaptığı yönüyle benim dikkatimi çeken ; Zihinsel Engelli Gençlerin basketbol ile değişen hayatlarını konu alan, İspanya’nın 2019 yabancı film dalında oscar adayı ve aynı zamanda Goya ödüllerinin de sahibi olan “Şampiyonlar” filmini vizyondayken izlemiştim.
Türkiye’deki gelirinin İstanbul Zihinsel Engelliler Eğitim ve Dayanışma Vakfına (İZEV) aktarılacağını öğrendiğimde ayrıca  mutlu olmuştum. 👏🏻🤗
Üzerinden zaman geçtiği için çok öyle konuya filan girmeyeceğim hiç, film yorumları konusunda bir çoğunuz gibi başarılı da sayılmam neticede😁
Ama filmin bende bıraktığı izleri şöyle özetlemişim..
Bazen hüzün, bazen kahkaha ile ama başından sonuna derin düşünceler ile izleyeceğiniz bence çok özel bir yapım.
Öyle saf kalplerin, öyle temiz duygularını, hayata tutunma savaşlarını, zihinlerdeki engellerimizi görerek ;kendinizi, hayatınızı, düşüncelerinizi, sahip olduklarınız ve olamadıklarınızı sorgulayacak ;
hırs ve başarının, paylaşma ve mutluluğun yanında bazen hiç bir şey ifade etmediğini ne güzel bir farkındalık ile anlayacaksınız.
Kesinlikle izlemenizi  ve 7 yaşından büyük çocuklarınıza da izletmenizi tavsiye ediyorum👍👍
Sevgilerimle🤗

15 Aralık 2019 Pazar

Pazar Yazılarım / Yapmayalım! Lütfen unutmayalım!

Sevgili okur dostlarım,
Son derece hassas olduğunu düşündüğüm bu konudaki yazımı, daha önce çok spesifik bir olay üzerine kaleme almıştım ve bugün de siz blogger dostlarımla paylaşmak istedim. 
 İçeriği çok keyifli değilmiş gibi görünse de ; ben sayfama yolu düşecek her birinize ,
keyifli okumalar, keyifli pazarlar diliyorum..😊



Sevgili eğitimciler, sevgili ebeveynler ,dedeler, halalar, dayılar, teyzeler !
Affınıza sığınarak bu sözlerim hepimize..

Yapmayalım !!!
Bir çocuk kaç yaşında olursa olsun, aynı zamanda bir birey olduğunu unutmayalım !!
Kullandığımız yalnış bir kelimenin, içinde bulunduğumuz yalnış bir olay ve davranışın karşımızdaki gencin en hassas noktasına dokunabileceğini...
Ve belki bizim farkında bile olmadığımız bu olay, tavır, davranış ya da sadece bir kelime - cümle her neyse, onun bunu hayatı boyunca asla unutamayacağını..
Belki bizim çok basit, çok önemsiz gördüğümüz bir çok olay ve davranışın; onun iç dünyasında çok büyük bir yere sahip olabileceğini..
Hayatının herhangi bir kesitinde bu olay ya da davranışı anımsatan en küçücük  anda bile, herşeyin aynı tazelikte ama acıtarak  yeşereceğini..
40 yaşında da olsa; o anda o yaralı çocuğun yeniden can bulacağını, aynı acıyı hüznü fazlasıyla yaşayacağını ve yaranın sabırsızca, hemencecik yeniden ama fazlasıyla kanayacağını..
Ha o yarayı açan, ha yıllar sonra kanatan olalım farketmez, bu izde aynı sorumluluğu taşıdığımızı..
Bu  ve benzeri durumların, yıllarca hep beraber emek vererek yapmaya çalıştığımız o güzel piramiti, bir anda yok edebilecek bir domino taşı etkisinde olduğunu lütfen unutmayalım!!!

Lütfen!!
Duyarlı olalım, hassas olalım..
İyi bir anne, baba, eğitimci ,hala, dayı, teyze neyse işte o olalım evet ama önce duyarlı bir insan olalım..

Başarılı bireyler yetiştirmeyi sadece eğitim sandığımız ve içinde hep birlikte kaybolduğumuz,
göz gözü görmeyen bu girdabın içinde unuttuğumuz çok önemli bir şey var ki ;
O da önce mutlu ve özgür bireyler yetiştirebilmek..
Ülkemizin doktora, avukata, mühendise, sanatçıya ihtiyacı var evet ama en çok mutlu insanlara ihtiyacı var..
Ve mutlu insan, mutlu olduğu yerde zaten başarılı olur..
Lütfen unutmayalım!!!
Sevgilerimle..

Not : Bu son cümle benim hayat mottom arkadaşlar, bir çok yazımda benden bu sözü çok duyacaksınız .. Kusura bakmayınız😊

13 Aralık 2019 Cuma

ŞİİR DÜNYAM 3**HÜZÜN...


Hüzün derler adına, bildin mi?
Adı gibi kendi halindedir o, pek bir sessiz.
Geliverir aniden kimi sebepli, kimi sebepsiz.
Öyle dokunuverir birden kalbinin bir yerine
Kedi gibi mayışırsın o indikçe derine,
Sebepliyse hadi misafir ettiğine değer de,
Öylesine gelip te, eski defterleri deştiyse yandın
Bir sağdan çarpar, bir soldan
Durduk yere beter eder adamı  be!
Sakın ha o durumda dokunmayasın,
pek sevdiğin birine..
Bulaşıcıdır meret, onu da benzetir kendine..
Sen kedi gibi mayıştın diye, başını okşayacak birini de bekleme...
Misafirliğin kısası makbuldür de, pek yüz verme hüzüne!
At kendini doğaya, müziğe, kitaba, eşine,
dostuna belki de bir çarşı, bir pazara..
Takılma yani ona,
Vur bildiğin gönlünün en güzel tellerine!
E haydi sana rastgele🤗

9 Aralık 2019 Pazartesi

ŞAHSİYET..

ŞAHSİYET



Galatasaray Üniversitesi tarafından düzenlenen EN Ödülleri’nde, öğrencilerin oylarıyla 
Yılın En İyi İnternet Dizisi seçilen Onur Saylak ' ın yönettiği Şahsiyet dizisindeki performansı ile Haluk Bilginer ; Uluslararası Emmy Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu seçildi biliyorsunuz.

Daha önce can dostumun önerisi ile belli bölümlerini izlediğim dizinin ; ödül sonrasında bir an önce tamamını izleyip, sizlerle de paylaşmak istedim..
Konuyu genel olarak özetlemem gerekirse ;

Emekli bir adliye memuru olan Agâh bey, İstanbul  Beyoğlu’nda ki evinde yalnız bir yaşam sürmekte; kızı yurtdışında , 10 yıl önce kaybettiği eşi ise kalbinde yaşamaktadır. 


Agâh Beyoğlu'na konan Alzheimer Başlangıcı teşhisi önce kendisini şaşkına çevirip, hayatını alt üst etse de ; sonrasında  zamanla her şeyi tek tek unutacağı gerçeğini fırsat bilerek, yıllardır planlayıp bir türlü gerçekleştiremediği cinayet planını yeniden devreye sokmasına sebep olur.
İşleyeceği cinayeti bir süre sonra  hatırlamayacağı için vicdan azabı çekmeyeceğini düşünen  Agah beyin bu planı; seri cinayetlere dönüşecek  hem kendisi,hem yıllar önce görev yaptığı Kambura ilçesi halkı ,hem de  polis memuru Nevra'nın hayatını bambaşka yerlere götürecektir.. 

Benim gibi Haluk Bilginer hayranı iseniz tabii ki kaçırmayın derim ama değilseniz de hem Sn.Bilginer 'in  performansı, hem de bütünüyle bu dizi kesinlikle izlenmeyi hak ediyor👍


Ve izlememiş arkadaşları düşünerek daha fazla detaya girmeden dizi hakkındaki sözlerimi, bu diziden benim çıkardığım aşağıdaki cümleler ile özetliyor ve sonlandırıyorum.. 
Sevgilerimle...



* İyilik ve kötülük aynı anda ve aynı ruhta, ancak bu kadar güzel işlenebilir.

* Anne babanız, evladınız, eşiniz, kardeşiniz başta olmak üzere hiç kimseyi gerçekleri bilmeden yargılamayın.. 

* İyiler her zaman iyidir.. 


* Bir hanımefendi ya da beyefendi olmanız, katil olamayacağınız anlamına gelmez.. 

* Unutmak her zaman en iyi çözüm değildir.. 


* Bilinçaltınızda nelerin saklandığını, neyi neden yaptığınızı çoğu zaman siz bile anlayamazsınız. 

* Kötü anıları saklandığı yerden çıkarmak, düşündüğünüz kadar kolay değildir. 

* Kötü insanlar bazen iyi şeyler yapabildiği gibi,  iyi insanlar da kötü şeyler yapabilir.. 

* Kötü düşünen, yaşayan ve kötülükle beslenen insanların peşinde, hayatı boyunca iyilik bir gölge gibi dolaşır. Bulduğu ilk fırsatta içeriye sızmak için..👍

ORTAK ÖYKÜ-MASAL'IN MASALI..

Merhabalar,
Sesiz Gemi'nin başlattığı ve 12 arkadaşımızın hayal dünyasıyla bugüne gelen ,
Masal'ın Masalı ' n da 13.bölüm de benden😊
Sürçu lisan edersem şimdiden affola diyor ve keyifle okumanızı diliyorum..
Sevgilerimle..



Aman Tanrım!!
Bunlarda kim, nerden çıktı bu adamlar şimdi diye düşünürken tir tir titremeye başlamıştı Masal.. Öyle korkmuştu ki ; çöktüğü o ağacın altında küçüldükçe küçülüyor ,o küçüldükçe ağacın rüzgarın sesi ile birleşen uğultusu kulaklarında yankılanıyor ve bırakın konuşmayı, sesini bile çıkarmaya korkuyordu adeta..

"Hayır ! hayır ! " dedi titreyerek ,"ben kimseyi rahatsız etmiyordum ,lütfen inanın bana.."

Kötü bakışlı adamların içinde en genç olan kahkahalar atmaya başladı birden ve gür sesiyle 
" Sen kimsin de sana inanacağız seni küçük yaramaz ! Hepimiz gördük işte ,ormanımızın perisini rahatsız ediyorsun. Üstelik ondan izinsiz iris çiçeğini de koparmışsın. Bunun cezasını çok fena ödeyeceksin !


Masal birden bu genç adamı tanıdığını fark edip heyecanlandı. Evet evet  ,daha önce görmüştü onu ama o kadar heyecanlıydı ki bir türlü hatırlayamıyor, kim olduğunu çıkartamıyordu.. Genç adam ona doğru yaklaşan adımlarla bağırıp çağırırken ,geriye doğru attığı adımlarla bastığı çalıların çıtırtısı içini ürpertiyor ,gözbebekleri yavaş yavaş büyürken kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyor ve şimdi olduğu yere  bayılacakmış gibi
hissediyordu ki ,birden bağırdı Masal !


"Heyyy ! Beni hatırlamadınız mı ? Hani geçen haftalarda bizim kasabamıza gelmiş, büyük ağabeyimle beraber bize misafir olmuştunuz. Hani annem kendi pişirdiği çöreklerden ikram etmişti size ve beennn… Benn size erik suyunu getirirken düşmüş , dizlerimi parçalamıştım hani " diye heyecanla kim olduğunu ,kimseye bir zarar vermeyeceğini anlatmaya çalışıyordu..


"Geçen haftalarda mı ? Hımm evet o kasabaya geldim ,dediklerin de doğru tamam ama bir dakikaaa..Hayır! Yalan söylüyorsun! Arkadaşımın düşen kardeşi, bir kız çocuğuydu.. Yoksa sen orada da gizli bir şeyler karıştırıyor ,bizi mi gözetliyordun? Çabuk gel buraya !"
dedi genç adam ve onunla birlikte diğer adamlarda bağırmaya , ellerindeki odun sopalarını sağa sola savurarak Masal'ın üzerine yürümeye başladılar..


"Hayır ! "diye bağırdı yeniden Masal .."Yemin ederim yalan söylemiyorum, bak işte dizlerimdeki yaralarım bile hala iyileşmedi.. Ben o kız çocuğuyum ve adım Masal "

Genç adam arkadaşının kardeşinin ismini hatırlamaya çalıştı, adı geçmiş miydi o gün emin olamadı aslında ama yere düşüp ,erik suyunu döken kızına annesinin,
 " Ahhh Masal! Dikkatli ol demedim mi ben sana .Ben götürecektim işte  dinlemedin  beni ve yine düştün gördün mü ,niye bir kez olsun sözümü dinlemiyorsun ki ?" diye söylendiğini hatırladı birden.


"Bir dakika evet hatırlıyorum adı Masal'dı küçük kızın. Hala sana inanmıyorum ama nasıl bir hikaye anlatacaksın çok merak ediyorum ve sadece beş dakikan var, hemen ne söyleyeceksen söyle yoksa bunun cezasını fena ödeyeceğini söylemiştim sana !" 


Heyecanla anlatmaya başladı Masal ..Kasabaya gelen yabancıyı ,onu takip ederek gittiği mağarada Gazap Cadısı yüzünden bir köpeğe dönüştüğünü ,sonra Merhamet perisi sayesinde insana ama bu kez bir erkek çocuğuna dönüştüğünü ve eski haline dönebilmesi için o iris çiçeğini kendisine ulaştırması gerektiğini anlattı nefes nefese..


Tam o sırada çalıların arasından duyulan ayak sesleri ve hemen arkasından
"Çocuğu rahat bırakın !"  diye gür bir ses yükseldi ormanın derinliklerinden.. Bütün adamlar ve Masal hep birlikte ,sesin geldiği yöne şaşkınlıkla çevirdiler başlarını..

Gelen kasabanın Ermiş Dede' siydi.. Kasabada herkes ona saygı duyar ve sözünden asla dışarı çıkmazdı..


"Onu duymadınız mı ? Kimseye zarar vermeye niyeti yok, zaten küçük bir çocuk o! Utanmıyor musunuz bu küçük çocuğu korkutmaya ,dağılın çabuk! Haydi herkes işinin başına ! " diye bağırdı Ermiş Dede.. Başlarını önlerine eğerek tek tek dağılmaya başladı adamlar..


Korkudan saatlerdir titremekte olan Masal , ayakta zor duruyordu neredeyse ve Ermiş Dede'nin ona yaklaştığını görünce ağlamaya başladı birden..
"Yemin ederim efendim ,yemin ederim yalan söylemiyorum"  derken hıçkırıklarını tutamıyordu adeta....


"Anladım çocuğum " dedi Ermiş Dede birden yumuşayan ama hala çok gür olan o sesiyle.. 

"Korkma artık ..Merhamet Perisi' ni de , kardeşi olan o kötü Gazap Cadısı' nı da iyi tanırım ben. Sana yardım edeceğim merak etme  ancak neredeyse artık  hava kararmak üzere ve hava kararıncaya kadar kopardığın iris çiçeğini sahibine ulaştıramazsan ; o çiçekle birlikte bir kertenkeleye dönüşür ve bir daha asla bu haline dönemezsin. Ve senin bu kadar kısa sürede bu ormandan çıkman mümkün değil çocuğum. Bu yüzden sabaha kadar iris çiçeğini arkadaşlarının yanında bırakalım ve ben seni bu gece evimde misafir edeyim .
Hem biraz dinlenir ,bir şeyler yiyerek sıcak sütünü içersin;  hem de ben sana  şu çok merak ettiğin ve bütün bu işlerin başına açılmasına sebep olan kuşlarla konuşma merakı yüzünden yolu buraya düşen başka çocukların hikayelerini anlatırım olmaz mı ?"


Ermiş Dede ile kasabanın yolunu tutan Masal ; bir taraftan ona yardım edecek birini 
bulduğu için seviniyor ancak bir taraftan da gece evine dönemeyeceği için ailesine 
ne cevap vereceğini düşünüyor ve sabaha kadar köpeği Köpük'ün de 
onun yanına gelmesi için dua ediyordu...
13.Bölümün sonu..😊

Sessiz Gemi
https://kavanozdakibeyin.blogspot.com/2019/10/anlat-bakalm-mim.htm






3 Aralık 2019 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 14

Efendim merhabalar,

Ağaç Ev Sohbetlerinin bu haftaki  konusunu görünce ve tam da yazasım gelmişken ,ben de birkaç satır karalayayım bari dedim 😊 ve iyi ki de birkaç satır dedim🙈
E benim ağaç evimde bu olsun o zaman 👇




Bu haftanın sohbet konusu sevgili Kaystros Tyrha'dan gelmiş ve demiş ki ;

"Başarılı olmaktan ne anlıyorsunuz? Başarılı olmak için sizce her şey yapılmalı mı? Başarıya giden yolda sizin etik bulmadığınız ve asla kabul edemeyeceğiniz davranışlar nelerdir ve bu yapınızla başarılı olabileceğinizi düşünüyor musunuz?"


https://sadevederin.blogspot.com/2019/12/agac-ev-sohbetleri-14.html
https://konumuzkitap.blogspot.com/2019/11/agac-ev-sohbetleri-13.html
kaystros.blogspot.com/

Başarılı olmaktan ne mi anlıyorum ?
Başarı bence çok göreceli bir kavram..
Çünkü şu sorunun cevabı önemli !  Kime göre, neye göre başarı ?
Hayattan ne beklediğinize, ulaşmak istediğiniz nokta ve tabii ki neye ,ne kadar ulaşabildiğinize göre tanımı değişkenlik gösterebilecek derin bir konu yani..

Hiç okul, meslek ,kariyer vs alanlarda  hedeflerin ,hayallerin olmamış mesela.. Temiz bir ailede yetişmiş ,evlenip çoluk çocuğa karışarak sen de kendine temiz bir aile kurmuş ; mutlu bir yuvanın kadını ve çocuklarının annesi olmuşsun.. İşte sana en büyük başarı!!

Küçük köyünden başka bir dünyanın ,neredeyse varlığından bile habersiz olduğun kendi dünyanda;toprak evin, ekinin, buğdayın, koyunların, kuzuların ile örülmüş o tertemiz  çevrende ; iklim koşulları da elverdiği sürece her verimli hasat sonunda, güzel bir hasat yılını bitirmiş ,eline geçen üç beş kuruşunla geçen yılın borçlarını kapamış, yeni yıl  hasadı harcamalarını ayırmış olmanın verdiği o tarifsiz huzur ile ve her yıl alın terin ile kazandığın bu üç beş kuruşla okutup, meslek sahibi yaptığın evlatların ,ailen ile sıcak sobanın etrafında çayını içip, kestaneni pişirirken koyu sohbetlere dalabilen sen..
Vallahi bu cümle de pek bir uzun oldu ama söyleyin  Allah aşkına var mı bundan daha güzel bir başarı?

Ve bana öyle geliyor ki dünyan, hayallerin hedeflerin büyüdükçe ; başarının tanımı değişiyor, ulaşılabilirliği de büyüyerek uzaklaşıyor ve başarıya ulaşma yolunda insanlar çoğu kez kendinden, ailesinden , özünden her geçen gün biraz daha uzaklaşıp , birbirlerinin sırtına basarak belki de yok sayarak , ne yöne gittiklerini bile unutup sonunda ne başarı diye adlandırdıkları noktaya ulaşabiliyor, ne de mutlu olabiliyorlar..

Şöyle ki lise, üniversite ,yurtdışı, doktora filan derken iş hayatına atılmış ; kendini ,aileni, arkadaşlarını ,sosyal hayatını bir bir hiçe saymış ve büyük bir iş adamı/iş kadını ya da büyük bir firmanın genel müdürü olmayı hedeflemişsin ama olmamış , bir kurumun şube müdürü ya da en fazla  bölge müdürü olabilmişsin mesela...
Haydi bakalım al sana ne büyük hayal kırıklığı, mutsuzluk kaynağı ,başarısızlık!!

İşte bu yüzden diyorum ki ben ;  Başarı=Mutluluk ,Tatmin, Huzur  olabiliyorsa, onun adı Başarı..

Ve insanlar mutlu oldukları her yerde, her alanda mutlaka başarılı olurlar.
Bu konu ister evi , ailesi ; isterse işi ,kariyeri olsun. 

Ben bu konuda insanları, sırtındaki ekmek kırıntısı ile bize göre çok küçük ama ona göre çok büyük bir tepeye tırmanmaya çalışan karıncalara benzetirim hep..
Eğer mutlu olduğun işte, evde ve yerdeysen ; o tepenin sağına soluna kıvrılır, yolda nefesler alır, kestirme bütün yolları bulur ,bir yerlere tutunur ama mutlaka ulaşmak istediğin ,senin zirven olan o yere ulaşır ve başarılı olursun..

Ama ait olmadığın, mutlu olmadığın işte, evde ya da işte her neredeysen ; o sırtındaki ekmek kırıntısı 10 kat daha ağır gelecek sana bir kere , tırmanıp tırmanıp tam bir yere gelmişken bakacaksın ki pat başladığın noktaya geri düşmüşsün, haydi bir kez daha yeniden tam yolu yarıladım  derken bir bakmışsın ki bu kez sırtındaki düşmüş yere ..

Mehter takımı gibi anlayacağınız , iki ileri ,bir geri ..Tam bir kısır döngü..

Eee mutlu karıncadan çok daha fazla emek harcadın aslında ,nefes molası bile vermedin çoğu zaman, hep aynı yolu baştan tırmanman gerektiğinden kestirme yolları da  hiç keşfedemedin ve  ne mutlu oldun , ne de mutlu ettin .Alın size asla mutlu sona ulaşılamayan bir başarı daha doğrusu başarısızlık öyküsü 😏

Diyeceğim o ki sevgili dostlar,
Bu toplumun her şeyden önce mutlu insanlara ihtiyacı var ve mutlu insanlar , mutlu oldukları yerde zaten başarılı olurlar ..

Ben bunu bilir ,bunu söylerim ve her zaman  kızım ve tüm gençlere naçizane öğütlerim ki;

Yüreğinin sesini dinle !! 
Doktor ol,avukat ol, öğretmen ol,terzi ol ,çöpçü ol ne bileyim işte ne  istersen onu ol..
Ama lütfen Mutlu İnsan Ol !! 
Sevgiler💓