Merhabalar,
Sesiz Gemi'nin başlattığı ve 12 arkadaşımızın hayal dünyasıyla bugüne gelen ,
Masal'ın Masalı ' n da 13.bölüm de benden😊
Sürçu lisan edersem şimdiden affola diyor ve keyifle okumanızı diliyorum..
Sevgilerimle..
Aman Tanrım!!
Bunlarda kim, nerden çıktı bu adamlar şimdi diye düşünürken tir tir titremeye başlamıştı Masal.. Öyle korkmuştu ki ; çöktüğü o ağacın altında küçüldükçe küçülüyor ,o küçüldükçe ağacın rüzgarın sesi ile birleşen uğultusu kulaklarında yankılanıyor ve bırakın konuşmayı, sesini bile çıkarmaya korkuyordu adeta..
"Hayır ! hayır ! " dedi titreyerek ,"ben kimseyi rahatsız etmiyordum ,lütfen inanın bana.."
Kötü bakışlı adamların içinde en genç olan kahkahalar atmaya başladı birden ve gür sesiyle
" Sen kimsin de sana inanacağız seni küçük yaramaz ! Hepimiz gördük işte ,ormanımızın perisini rahatsız ediyorsun. Üstelik ondan izinsiz iris çiçeğini de koparmışsın. Bunun cezasını çok fena ödeyeceksin !
Masal birden bu genç adamı tanıdığını fark edip heyecanlandı. Evet evet ,daha önce görmüştü onu ama o kadar heyecanlıydı ki bir türlü hatırlayamıyor, kim olduğunu çıkartamıyordu.. Genç adam ona doğru yaklaşan adımlarla bağırıp çağırırken ,geriye doğru attığı adımlarla bastığı çalıların çıtırtısı içini ürpertiyor ,gözbebekleri yavaş yavaş büyürken kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyor ve şimdi olduğu yere bayılacakmış gibi
hissediyordu ki ,birden bağırdı Masal !
"Heyyy ! Beni hatırlamadınız mı ? Hani geçen haftalarda bizim kasabamıza gelmiş, büyük ağabeyimle beraber bize misafir olmuştunuz. Hani annem kendi pişirdiği çöreklerden ikram etmişti size ve beennn… Benn size erik suyunu getirirken düşmüş , dizlerimi parçalamıştım hani " diye heyecanla kim olduğunu ,kimseye bir zarar vermeyeceğini anlatmaya çalışıyordu..
"Geçen haftalarda mı ? Hımm evet o kasabaya geldim ,dediklerin de doğru tamam ama bir dakikaaa..Hayır! Yalan söylüyorsun! Arkadaşımın düşen kardeşi, bir kız çocuğuydu.. Yoksa sen orada da gizli bir şeyler karıştırıyor ,bizi mi gözetliyordun? Çabuk gel buraya !"
dedi genç adam ve onunla birlikte diğer adamlarda bağırmaya , ellerindeki odun sopalarını sağa sola savurarak Masal'ın üzerine yürümeye başladılar..
"Hayır ! "diye bağırdı yeniden Masal .."Yemin ederim yalan söylemiyorum, bak işte dizlerimdeki yaralarım bile hala iyileşmedi.. Ben o kız çocuğuyum ve adım Masal "
Genç adam arkadaşının kardeşinin ismini hatırlamaya çalıştı, adı geçmiş miydi o gün emin olamadı aslında ama yere düşüp ,erik suyunu döken kızına annesinin,
" Ahhh Masal! Dikkatli ol demedim mi ben sana .Ben götürecektim işte dinlemedin beni ve yine düştün gördün mü ,niye bir kez olsun sözümü dinlemiyorsun ki ?" diye söylendiğini hatırladı birden.
"Bir dakika evet hatırlıyorum adı Masal'dı küçük kızın. Hala sana inanmıyorum ama nasıl bir hikaye anlatacaksın çok merak ediyorum ve sadece beş dakikan var, hemen ne söyleyeceksen söyle yoksa bunun cezasını fena ödeyeceğini söylemiştim sana !"
Heyecanla anlatmaya başladı Masal ..Kasabaya gelen yabancıyı ,onu takip ederek gittiği mağarada Gazap Cadısı yüzünden bir köpeğe dönüştüğünü ,sonra Merhamet perisi sayesinde insana ama bu kez bir erkek çocuğuna dönüştüğünü ve eski haline dönebilmesi için o iris çiçeğini kendisine ulaştırması gerektiğini anlattı nefes nefese..
Tam o sırada çalıların arasından duyulan ayak sesleri ve hemen arkasından
"Çocuğu rahat bırakın !" diye gür bir ses yükseldi ormanın derinliklerinden.. Bütün adamlar ve Masal hep birlikte ,sesin geldiği yöne şaşkınlıkla çevirdiler başlarını..
Gelen kasabanın Ermiş Dede' siydi.. Kasabada herkes ona saygı duyar ve sözünden asla dışarı çıkmazdı..
"Onu duymadınız mı ? Kimseye zarar vermeye niyeti yok, zaten küçük bir çocuk o! Utanmıyor musunuz bu küçük çocuğu korkutmaya ,dağılın çabuk! Haydi herkes işinin başına ! " diye bağırdı Ermiş Dede.. Başlarını önlerine eğerek tek tek dağılmaya başladı adamlar..
Korkudan saatlerdir titremekte olan Masal , ayakta zor duruyordu neredeyse ve Ermiş Dede'nin ona yaklaştığını görünce ağlamaya başladı birden..
"Yemin ederim efendim ,yemin ederim yalan söylemiyorum" derken hıçkırıklarını tutamıyordu adeta....
"Anladım çocuğum " dedi Ermiş Dede birden yumuşayan ama hala çok gür olan o sesiyle..
"Korkma artık ..Merhamet Perisi' ni de , kardeşi olan o kötü Gazap Cadısı' nı da iyi tanırım ben. Sana yardım edeceğim merak etme ancak neredeyse artık hava kararmak üzere ve hava kararıncaya kadar kopardığın iris çiçeğini sahibine ulaştıramazsan ; o çiçekle birlikte bir kertenkeleye dönüşür ve bir daha asla bu haline dönemezsin. Ve senin bu kadar kısa sürede bu ormandan çıkman mümkün değil çocuğum. Bu yüzden sabaha kadar iris çiçeğini arkadaşlarının yanında bırakalım ve ben seni bu gece evimde misafir edeyim .
Hem biraz dinlenir ,bir şeyler yiyerek sıcak sütünü içersin; hem de ben sana şu çok merak ettiğin ve bütün bu işlerin başına açılmasına sebep olan kuşlarla konuşma merakı yüzünden yolu buraya düşen başka çocukların hikayelerini anlatırım olmaz mı ?"
Ermiş Dede ile kasabanın yolunu tutan Masal ; bir taraftan ona yardım edecek birini
bulduğu için seviniyor ancak bir taraftan da gece evine dönemeyeceği için ailesine
ne cevap vereceğini düşünüyor ve sabaha kadar köpeği Köpük'ün de
onun yanına gelmesi için dua ediyordu...
13.Bölümün sonu..😊
Sessiz Gemi
https://kavanozdakibeyin.blogspot.com/2019/10/anlat-bakalm-mim.htm