Blog Arşivi

27 Şubat 2020 Perşembe

Çocukluğumun sömestr tatiline gittim dün gece🤗



Merhaba sevgili okurlar.🤗.
Çocukluğumun sömestr tatillerinde attı sanki dün gece kalbim ve bir süredir de yazmamışken, öylesine dökülüverdi kalemime o günler..
Tatil deyince istikamet belliydi tabii bizde..
Eskişehir 'e gidilir canım hacı anneme (anneannem yani ) ve 10 gün önceden sarmaya başlar hepimizi  o tatlı heyecan..Valizler hazırlanır günler önceden, daha okulun kapandığı Cuma akşamından çıkılacaktır yola.. 
Kar kış çookk tabii o yıllarda, öyle şimdiki gibi varla yok arasında değil.. Mantolar, örgü kaşkol ve bereler ile sarmalanır kulak burun boğazın iyice ki akşam ayazında koruyabilesin kendini..
Rahmetli annem, babacığım ve biz üç kardeş, ilçemizden Eskişehir 'e gidecek minibüsün bir koltuğuna sıralanırız kucak kucağa..Herkesin dudağında sıcacık bir gülümseme..
Bozüyük' ten sonra yaklaşma heyecanıyla yapışırsın cama ; dışarıda yağan lapa lapa kar, gece karanlığı çökmeye başlamış usulca ama yine de minibüsün içindeki sıcak hava ile buharla kaplanmış camlar silinir illaki..
Veee Çimento fabrikası göründü işte, yaşasın geliyoruzzz. Ahhh ahhh çocukluk işte😍
Tepebaşı'ndan giriş yaptığında minibüs, heyecan dorukta iyice... Şehre doğru giden köprüyü geçince hemen sağda İstasyon caddesinin başında iniyoruz ve şehre sinmiş kömür, is kokusu karşılıyor bizi her zaman ki gibi..
Artık öyle bir koku yok tabii ama ne zaman gitsem yaz, kış fark etmiyor bana.. O yıllarda şehirle birlikte benimde ruhuma, zihnime, geçmişime sinen kömür, is kokusunu duyuyorum buram buram biliyor musunuz🤔
Hacı anneciğimin bahçeli evinin kapısına geldiğimizde o zaten bizi camda bekliyor oluyor her türlü.. Kapıdan girip, bahçeye bağlanan bir kapı altı aralığı var sarı ampülden aydınlanan, ardından bahçeye iniyorsun iki merdivenle..
Yazın çiçekler ve ağaçlarla bezenen kocaman bahçe, dut ağacı, tulumba karla süslenmiş şimdi..
Ve kapı aralığından eski konakları andıran, andırmasa da ben de hep o izlenimi bırakan kocaman evin kapısına giden yol tertemiz süpürülüp, buzları temizlenmiş ama üzerine en ağırbaşlı halleriyle ne de güzel bir ahenkle uçuşan kar taneleri kapatmış inceden inceden..
Koşmayın! Dikkat edin çocuklar! Elimizi bırakmayın kayıp düşeceksiniz şimdi😍
Kapıdan girince bir birine karışmış; mutfaktan gelen yemek kokuları ile duvarlardaki mis gibi kireç ve her daim bugün sizin misafir ağırladığınız salonlarınızdan bile temiz, pırıl pırıl ve çakı gibi tutulan bodrumdan gelen hafif nahoş bir rutubet kokusu tüylerimi diken diken ediyor hala..
Sarılmalar, koklaşmalar, koyun koyuna hasret gidermece kısmı malum hepinizce...

Şehir dışında yaşayıp, sömestr tatili için Eskişehir 'e gelen sadece biz değiliz tabii ki... Teyze, hala, dayı çocukları toplandı ya her evde, şehir de yaşayan aile efradına da gün doğdu anlayacağınız her taraftan.. Başlasın o zaman tatil gezmeleri..Her gün ya da her akşam birinin evinde toplanılıyor cümbür cemaat😍 Evler sobalı o zamanlar ,oda dolusu insan ve sobadan daha sıcak sohbetler.. Çocuklar kaynaşıyor, gençler dertleşiyor , büyükler halleşiyor kendince ama herkes öyle güzel iç içe.. Ne kavga var, ne gürültü, ne sahte yüzler, ne egolar, ne de kıskançlık.. Odalardan yükselen kahkaha sesleriyle; bir gün çiğbörek , bir gün mantı, bir gün kundurma, bir gün göbete kokuları birbirine karışıyor sadece..
Ne o günler kaldı şimdi, ne de o odalardaki dünya tatlısı insanların bir çoğu.. 
Ahhh çocukluğum, ahhh o insanların o zor şartlarda sürdürdüğü hayatın sade ve masum güzelliği..
Özlüyorum hem de çok özlüyorum be dostlar ,herkesi ve herşeyi..
Sevgiyle kalınız..🙋‍♀️

5 yorum: