Merhabalar sevgili okurlar🙋
Bu kez hafta bitmeden yetiştiğim için mutluyum çünkü, uzun zamandır Ağaç Ev Sohbetleri'ne katılmak istiyor ama bir türlü yetişemiyordum..Bu haftanın konusu sevgili Deeptone'dan gelmiş
ve demiş ki efendim:
"Müzik, günümüzde her kültürde ve toplumda icra edilmektedir. Bazı insanlar müziğin bireylere ve toplumlara faydalı olduğunu düşünür. Ancak, bireyler ve toplumlar üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşünenler de var. Sizce?"
Mutlaka okumuşsunuzdur ama okumayanlar için onun yazısını da şuraya bırakalım ve başlayalım efenim😊
https://sadevederin.blogspot.com/2020/04/agac-ev-sohbetleri-33.html
Ahhh müzik😍
Herkes için öyle midir bilemem ama benim ruhumun gerçekten gıdasıdır müzik...
Beni bana anlatan, kırılma noktalarımda o en hassas en son çizgiyi çatlatan; her dalında ayrı bir koku duyup ,ayrı dünyalara daldığım ve çoğu kez her tınısında kendimi yeniden yarattığım, gözle görülmeyen sonsuzluk aleminde iyi günümde de ,kötü günümde de sığındığım huzuru tarifsiz bir liman müzik benim için❤️
Müziğin olumsuz tarafını hiç konuşmak ya da düşünmek bile istemem aslında.. Ama madem sohbetimizin ana konusu bu, benim aklıma ilk geliveren rahmetli Müslüm Gürses 'in kendilerini jilet izleri içinde bırakan çılgın hayranları oluyor sanki.. Müzik bu 😉Hangi tür müziğin, hangi ruhta hangi duyguyu uyandırabileceği ya da besleyebileceğinin bir tarifi yok, sınırı da yok ne yazık ki..
Her parçanın, her ruhta kendine has bir yeri olduğu kesin ama..
Bir çok kalbe dokunan vazgeçilmezimiz sanat müziği, uzun havalarımız ve özellikle arabesk müziğin bir çok parçasında efkarın tavan yapıp, insanı en derin duygu ve anlara taşıyor oluşları ve dolayısıyla içine düştüğümüz melankolik durumlarda müziğin olumsuz taraflarından sayılabilir belki. Malumunuz olduğu üzre, işte bu noktada dozunu ayarlamak çok önemli çok..Aman ha fazla melankolik olmayalım gözünüzü seveyim ,hele ki bu dönem !!😏
Her ne kadar olumsuz yönleri olsa da sohbet konumuz, müzik deyince kendimi tutamayıp ben size müziğin her dalının benim dünyadaki yerinden bahsetmek istiyorum biraz..
Çünkü ben yerine göre her türünü ayrı sever, ruh halime göre her türünden ayrı keyif alırım notaların ve müzik diye başlamışken konuya bunlara değinmeden geçemeyeceğim çok üzgünüm🙈..
Babacığımın sazının telleri gerildi çocukluk yıllarıma mesela. Ve en güzel türkülerimiz yerleşti bu vesileyle, daha o yıllarda ruhumun en derinlerine.. Aşık Veysel, Neşet Ertaş diyelim ve saygıyla analım hem türkülerimiz,hem de benim için en özel bu iki ismi..
Halalarımın gençliğinde yazdıkları şarkı sözlerinin bulunduğu defterler sayesinde en eski, en güzel ve en özel sanat müziği eserlerinin sözlerini öğrendim daha ortaokul yıllarımda.. TRT' deki sanat müziği konserlerine eşlik ederek söylemeye çalışmak ; o sözlerin notaların arasına nasıl yerleştiğini öğrenmek için nasıl güzel bir vesile oldu bana bilemezsiniz.. Böylece artık sanat müziğimizde ruhumun derinliklerinde en özel yerlerden birini almıştı anlayacağınız.Hani bunu okuyan genç arkadaşlar için bir şey ifade etmez belki ama şöyle hoş sohbetli bir rakı masasında Şimdi Uzaklardasın ile girip, Kırmızı Gülün Adı Var 'dan çıkmanın keyfi üzerine de ben bir şey tanımam yani.
Eee gençlik yıllarında, hele de aşkın o deli dolu rüzgarlarının esmeye başladığı o yıllar ,
tabii ki Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Cengiz Kurtoğlu grubunun ve arabesk müziğin hayatımdaki yerini alması için en müsait dönemdi şimdi doğruya doğru🙈
Türk pop müziğinin temel taşları Sezen Aksu, Zerrin Özer, Nilüfer, Ajda Pekkan ve nicelerinin hayatıma giriş ve öylede kalış yılları da aynı dönemdedir tabii..
Aaa üniversite yıllarımın bana en önemli armağanı ise tabii ki Zülfü Livaneli ve Ahmet Kaya'dır.. Halk Dansları topluluğumuzla yaptığımız turnelerde; otobüs içinde sazlı sözlü hep beraber söylediğimiz Karlı Kayın Ormanı'nı, o günlerden sonra bir kere bile tüylerim diken diken olup ağlamadan dinlediğimi hatırlamıyorum inanın..Çok severim çookk..💗
Ay çok uzattım ama Klasik Müziğin hayatıma giriş hikayesini anlatmazsam her şeyden önce kızıma çok büyük haksızlık etmiş olurum.O yüzden bu bölümü ,siz de onun için okuyun bari olur mu?😊
Efenim bundan 10_11 yıl önce kızım henüz 8 yaşlarında..Daha o zamandan müzikle ilgisi belli tabii ama işte öyle okulda seçmeli ders keman ile evin içinde gıy gıy dolaşan bir tip durumları😁
Bir akşam işten geldim, bizimki heyecanla bıcır bıcır konuşuyor..Yarın akşam Senfoni Orkestra'sının konserine gidecekmişiz, çok önemli bir sanatçı geliyormuş, öğretmeni mutlaka izlemelisin demiş falan filan.. Biz şok tabii.. Tamam kızımın bebekliğinde ona dinlettiğim uyku CD lerimiz klasik müzik devlerine aitti ama itiraf etmeliyim ki ; ben o güne kadar TRT'nin Pazar konserleri dışında bir Senfoni Konseri izlememiştim vallahi 😁
Neyse hevesi kırılmasın, öğretmene de ayıp olmasın, nasıl olsa çocuk bu ya ne anlayacak, yarısında sıkılıp çıkmak isteyecek ..O zaman bari gidelim dedik..
Efendim konuk sanatçı dünyaca ünlü keman sanatçısı Alexander Markov.. Ama nasıl bir konser, nasıl bir şov anlatamam size.. Hadi biz bayıldık ta, o yaştaki çocuk başından sonuna gözünü kırpmadan izledi ya konseri..
İşte ilk o gün anladım kızımın hayatında müziğin önemli bir yeri olacağını.. Ve o günden sonra, üzerine kızım daha ortaokul yıllarında konservatuarda da 2 yıl geçirince Senfoni Orkestrası ve klasik müziğin naçizane bir müdavimi ve özellikle Markov'un hayranı olduk anlayacağınız..Şimdi kitap okurken, düşünürken, yaz gecelerinde balkonun ve dinginliğin tadını çıkarırken olmazsa olmazım benim..
Yani diyeceğim o ki sevgili arkadaşlar ; bende ki etkisi ne olursa olsun ,ama hayatımda müzik mutlaka olsun💗
Çok uzattım özür dilerim 🙈Sabredip, sonuna kadar okuyan tüm okurlarıma yürekten teşekkürlerimle; hepinize müzik dolu bir dünya ve keyifli bir pazar günü diliyorum efendim🤗
Sevgilerimle🙋♀️
Bu kez hafta bitmeden yetiştiğim için mutluyum çünkü, uzun zamandır Ağaç Ev Sohbetleri'ne katılmak istiyor ama bir türlü yetişemiyordum..Bu haftanın konusu sevgili Deeptone'dan gelmiş
ve demiş ki efendim:
"Müzik, günümüzde her kültürde ve toplumda icra edilmektedir. Bazı insanlar müziğin bireylere ve toplumlara faydalı olduğunu düşünür. Ancak, bireyler ve toplumlar üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşünenler de var. Sizce?"
Mutlaka okumuşsunuzdur ama okumayanlar için onun yazısını da şuraya bırakalım ve başlayalım efenim😊
https://sadevederin.blogspot.com/2020/04/agac-ev-sohbetleri-33.html
Ahhh müzik😍
Herkes için öyle midir bilemem ama benim ruhumun gerçekten gıdasıdır müzik...
Beni bana anlatan, kırılma noktalarımda o en hassas en son çizgiyi çatlatan; her dalında ayrı bir koku duyup ,ayrı dünyalara daldığım ve çoğu kez her tınısında kendimi yeniden yarattığım, gözle görülmeyen sonsuzluk aleminde iyi günümde de ,kötü günümde de sığındığım huzuru tarifsiz bir liman müzik benim için❤️
Müziğin olumsuz tarafını hiç konuşmak ya da düşünmek bile istemem aslında.. Ama madem sohbetimizin ana konusu bu, benim aklıma ilk geliveren rahmetli Müslüm Gürses 'in kendilerini jilet izleri içinde bırakan çılgın hayranları oluyor sanki.. Müzik bu 😉Hangi tür müziğin, hangi ruhta hangi duyguyu uyandırabileceği ya da besleyebileceğinin bir tarifi yok, sınırı da yok ne yazık ki..
Her parçanın, her ruhta kendine has bir yeri olduğu kesin ama..
Bir çok kalbe dokunan vazgeçilmezimiz sanat müziği, uzun havalarımız ve özellikle arabesk müziğin bir çok parçasında efkarın tavan yapıp, insanı en derin duygu ve anlara taşıyor oluşları ve dolayısıyla içine düştüğümüz melankolik durumlarda müziğin olumsuz taraflarından sayılabilir belki. Malumunuz olduğu üzre, işte bu noktada dozunu ayarlamak çok önemli çok..Aman ha fazla melankolik olmayalım gözünüzü seveyim ,hele ki bu dönem !!😏
Her ne kadar olumsuz yönleri olsa da sohbet konumuz, müzik deyince kendimi tutamayıp ben size müziğin her dalının benim dünyadaki yerinden bahsetmek istiyorum biraz..
Çünkü ben yerine göre her türünü ayrı sever, ruh halime göre her türünden ayrı keyif alırım notaların ve müzik diye başlamışken konuya bunlara değinmeden geçemeyeceğim çok üzgünüm🙈..
Babacığımın sazının telleri gerildi çocukluk yıllarıma mesela. Ve en güzel türkülerimiz yerleşti bu vesileyle, daha o yıllarda ruhumun en derinlerine.. Aşık Veysel, Neşet Ertaş diyelim ve saygıyla analım hem türkülerimiz,hem de benim için en özel bu iki ismi..
Halalarımın gençliğinde yazdıkları şarkı sözlerinin bulunduğu defterler sayesinde en eski, en güzel ve en özel sanat müziği eserlerinin sözlerini öğrendim daha ortaokul yıllarımda.. TRT' deki sanat müziği konserlerine eşlik ederek söylemeye çalışmak ; o sözlerin notaların arasına nasıl yerleştiğini öğrenmek için nasıl güzel bir vesile oldu bana bilemezsiniz.. Böylece artık sanat müziğimizde ruhumun derinliklerinde en özel yerlerden birini almıştı anlayacağınız.Hani bunu okuyan genç arkadaşlar için bir şey ifade etmez belki ama şöyle hoş sohbetli bir rakı masasında Şimdi Uzaklardasın ile girip, Kırmızı Gülün Adı Var 'dan çıkmanın keyfi üzerine de ben bir şey tanımam yani.
Eee gençlik yıllarında, hele de aşkın o deli dolu rüzgarlarının esmeye başladığı o yıllar ,
tabii ki Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Cengiz Kurtoğlu grubunun ve arabesk müziğin hayatımdaki yerini alması için en müsait dönemdi şimdi doğruya doğru🙈
Türk pop müziğinin temel taşları Sezen Aksu, Zerrin Özer, Nilüfer, Ajda Pekkan ve nicelerinin hayatıma giriş ve öylede kalış yılları da aynı dönemdedir tabii..
Aaa üniversite yıllarımın bana en önemli armağanı ise tabii ki Zülfü Livaneli ve Ahmet Kaya'dır.. Halk Dansları topluluğumuzla yaptığımız turnelerde; otobüs içinde sazlı sözlü hep beraber söylediğimiz Karlı Kayın Ormanı'nı, o günlerden sonra bir kere bile tüylerim diken diken olup ağlamadan dinlediğimi hatırlamıyorum inanın..Çok severim çookk..💗
Ay çok uzattım ama Klasik Müziğin hayatıma giriş hikayesini anlatmazsam her şeyden önce kızıma çok büyük haksızlık etmiş olurum.O yüzden bu bölümü ,siz de onun için okuyun bari olur mu?😊
Efenim bundan 10_11 yıl önce kızım henüz 8 yaşlarında..Daha o zamandan müzikle ilgisi belli tabii ama işte öyle okulda seçmeli ders keman ile evin içinde gıy gıy dolaşan bir tip durumları😁
Bir akşam işten geldim, bizimki heyecanla bıcır bıcır konuşuyor..Yarın akşam Senfoni Orkestra'sının konserine gidecekmişiz, çok önemli bir sanatçı geliyormuş, öğretmeni mutlaka izlemelisin demiş falan filan.. Biz şok tabii.. Tamam kızımın bebekliğinde ona dinlettiğim uyku CD lerimiz klasik müzik devlerine aitti ama itiraf etmeliyim ki ; ben o güne kadar TRT'nin Pazar konserleri dışında bir Senfoni Konseri izlememiştim vallahi 😁
Neyse hevesi kırılmasın, öğretmene de ayıp olmasın, nasıl olsa çocuk bu ya ne anlayacak, yarısında sıkılıp çıkmak isteyecek ..O zaman bari gidelim dedik..
Efendim konuk sanatçı dünyaca ünlü keman sanatçısı Alexander Markov.. Ama nasıl bir konser, nasıl bir şov anlatamam size.. Hadi biz bayıldık ta, o yaştaki çocuk başından sonuna gözünü kırpmadan izledi ya konseri..
İşte ilk o gün anladım kızımın hayatında müziğin önemli bir yeri olacağını.. Ve o günden sonra, üzerine kızım daha ortaokul yıllarında konservatuarda da 2 yıl geçirince Senfoni Orkestrası ve klasik müziğin naçizane bir müdavimi ve özellikle Markov'un hayranı olduk anlayacağınız..Şimdi kitap okurken, düşünürken, yaz gecelerinde balkonun ve dinginliğin tadını çıkarırken olmazsa olmazım benim..
Yani diyeceğim o ki sevgili arkadaşlar ; bende ki etkisi ne olursa olsun ,ama hayatımda müzik mutlaka olsun💗
Çok uzattım özür dilerim 🙈Sabredip, sonuna kadar okuyan tüm okurlarıma yürekten teşekkürlerimle; hepinize müzik dolu bir dünya ve keyifli bir pazar günü diliyorum efendim🤗
Sevgilerimle🙋♀️
Kendi müzik dinleme tarihini paylaşmışsın detayına kadar :) Bence çok samimi bir yazıydı.
YanıtlaSilMüzik deyince samimi olmazsa olmazdı. Bir de benim tevellüt eski olunca malum bir tarih çıkıverdi içinden🙈Teşekkürler yorumun için..
SilResim çok güzel ya
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim. Yorumunuz ve sayfamı ziyaretiniz için teşekkürler 🤗
SilÇok güzel yazmışsın!!! :)
YanıtlaSilTeşekkür ederiimm, beğenmene sevindim 🤗
SilSelamlar blogunuzu takipteyim sizde blogumu takip edip son yazıma yorum atarsanız çok ama çok mutlu olurum :)
YanıtlaSilEveett gördüm, hoşgeldiniz sevgili Can☺️
SilBen de takibe aldım sizi ama dün yazınızı okumak istediğimde blog sayfası açılmıyordu , bugün yine uğrarım mutlaka.. İyi pazarlar��♀️
Eveettt hem de çok☺️Teşekkürler yorumun için🤗
YanıtlaSilMüzikle çok aram yok. Herhangi bir sanatçıya karşı aşırı bir hayranlığım da yok ancak türküleri daha çok severim.
YanıtlaSilTürkülerimiz bambaşka..Onların tadı hiçbirşeye değişilmez. Müzikle aranız olmamasına rağmen, müzik konulu yazımı okuduğunuz için teşekkürler☺️
SilOkumak ve yazmak; tek işimiz bu. :)
Silİçtenlikle anlatmışsınız, bunun için özür dilemeyin lütfen. :) Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilBen de böyleyim işte, seviyorum içten olmayı, yazmayı😊Böyle düşünmenize sevindim. Yorumunuz ve sayfamı ziyaretiniz için çok teşekkürler🤗
Silayyy baban halaların kızın. çok tatlıı. hep böyle anılı şeyler yazsanaaa :)
YanıtlaSilOluuurrr yazarım tabii🤗
SilHarika bir yazı olmuş:) Özellikle klasik müziğin hayatınıza giriş anını bekliyordum. Kızınızın bundaki büyük rolü de çok hoş. Evet yaşamımız boyunca türlü müzikler çalındı kulağımıza. Şimdi aklıma geldi:) Bilmem kimin bir kamyonet kasasına doluşmuşuz bir gün mesela, hep bir ağızdan "İnleyen nağmeler ruhumu sardı" diye söylüyoruz şarkıyı şen şakrak:)
YanıtlaSilAhh ne çok anılar var değil mi öyle bir yerlere doluşup, şen şakrak şarkılar söylediğimiz.. Böyle anların en sevdiğim yanı, yanınızdakiler kim olursa olsun o inleyen nağmelerin hoş tınısında buluşuyor ya tüm gönüller o anlar tarifsiz😊Yazımı beğenmenize sevindim bu arada,yorumunuz ve sayfamı ziyaretiniz için teşekkürler 🤗
YanıtlaSilHarika anlatım teşekkürler bende türküden başka dinleyemem çünkü yaram derinde
YanıtlaSilBen teşekkür ederim yorumunuz ve sayfamı ziyaretiniz için.. Türküler her zaman en iyi merhemdir, en derin yaralara
YanıtlaSiliyisin dı maaa :)
YanıtlaSilİdare ediyos iştee😊
Silne güzel anılar hepsi çok keyifli anlatmışsın ki :)
YanıtlaSilMüziğin hayatımızda çok önemli bir yeri var. İnsan mutluyken şarkıların müziklerini, mutsuzken sözlerini duyarmış diye bir söz vardı.
YanıtlaSilEvet haklısınız, vardı böyle bir söz.. Teşekkürler yorumunuz ve sayfamı ziyaretiniz için:)
Sil